ABD Temsilciler Meclisi, Çin konulu panelde Uygur Soykırımı’na odaklandı

ABD Temsilciler Meclisi, Çin konulu panelde Uygur Soykırımı’na odaklandı

ABD kongresinin Çin Komünist Parti Özel Komitesi’nin Çin konulu ikinci oturumunda Uygur ve diğer Türk halklarına karşı devam eden soykırım konuları vurgulandı. Toplama kamp şahitleri ve aktivistlerden tanıklık alındı.

ABD kongresinin yeni oluşturulan Çin Komünist Partisi (ÇKP) özel komitesi, 23 Mart 2023 tarihinde, Doğu Türkistan’da Uygur ve diğer Türk halklarına karşı devam eden soykırım iddialarını vurgulayan ikinci oturumunu gerçekleştirdi.

Temsilciler Meclisi’nin ÇKP Seçilmiş Komitesi’nin Cumhuriyetçi başkanı Kongre Üyesi Mike Gallagher, duruşmadan önce gazetecilere verdiği demeçte, Doğu Türkistan’daki durumun “ÇKP liderliği altında dünyanın nasıl bir hal alacağına dair bir uyarı olarak anlaşılması gerektiğini” söyledi.

Panel, bir çevirmen aracılığıyla deneyimini kamplarda yaşadığını söyleyen bir Uygur kadını Gulbahar Haitiwaji, bir kampta öğretmen olarak atanan etnik Özbek Kalbinur Sıddık, önde gelen bir Uygur Amerikalı avukatı Nury Turkel, toplama kampların yaygınlığını belgelemeye çalışan bir Alman araştırmacı Adrian Zenz ve ABD Holokost Anıtı Müzesi’nden Naomi Kikoler’dan tanıklık aldı.

Toplama kampına Uygur erkek ve kadınlara Çince öğretme görevi üstlenen Kalbinur Sıddık, milletvekillerine zincirlenmiş ve prangalanmış erkek Uygur tutukluların o kadar küçük hücrelerde tutulduğunu söyledi. Yetkililerin onları ara sıra dışarı çağırıp götürdüklerini söyleyen Kalbinur, “Sorgulama için numaralarla çağrıldılar. Ve sonra işkenceden korkunç çığlık sesleri duyarsınız” dedi.

Masum Uygur kadın tutukluların başlarının kazınmış ve gri üniformalar içinde tutulduğunu söyleyem Kalbinur, gardiyanların kadınlara elektrik şoku ve toplu tecavüzle, bazen ikisini birden birleştirerek işkence yaptığını söyledi..

İki yeniden eğitim kampında iki yıldan fazla zaman geçirmiş bir Uygur olan Gulbahar Haitiwaji, Uygur mahkûmların dillerini, dini inançlarını ve geleneklerini unutturmayı amaçlayan yeniden eğitim kamplarının kadın ve erkekleri “günlük bazda 11 saatlik beyin yıkama derslerine” zorladığını ifade etti ve şöyle dedi:

“Yemekten önce onları övmeli, Çin Komünist Partisi’ne minnettar olduğumuzu ve (Başkan) Xi Jinping’e minnettar olduğumuzu söylemeliyiz. Ve sonra, yemeği bitirdiğimizde onları tekrar övmeliyiz.

Dokuz kişilik bir hücrede 30 ila 40 kişiyle birlikte tutulan Uygur kadın, kendisinin ve diğer kadın tutukluların bir noktada 20 gün boyunca yataklarına zincirlendiğini söyledi.

Gözaltı onu zayıf bıraktı. 2019’da Fransa’daki kızının kampanyaları sayesinde serbest bırakılan ve Fransa’ya gelen Gülbahar, ülkeden ayrılırken, Çinli yetkililerin “toplama kampında tanık olduğu her ne ise onun hakkında konuşmaması gerektiği” konusunda uyarıldığını, aksi takdirde memleketindeki akrabalarına karşı misilleme yapacakları konusunda tehdit edildiğini söyledi.

Komite önünde ifade veren Uygur kadın Gülbahar, hala gözaltı merkezlerinde çürüyenler için zorunluluk hissettiği için konuşmaya devam ettiğini söyledi. Milletvekillerini, dünyanın dört bir yanından 10.000 Uygur mülteciyi kabul etme politikasını benimseyen Kanada örneğini izlemeye çağırdı.

Lütfen Kanada’nın yaptığı gibi Uygurları ve diğer Türk mültecileri kurtarın” diye çağrı yapan Gülbahar “Lütfen Amerikan şirketlerinin insanlarımızı gözetleme ve emeklerinden kâr elde etme konusunda suç ortağı olmaya devam etmelerini durdurun” ifadesini kullandı.