BM, Uygur çocukların ailelerinden koparılarak yetimhanelere toplanmasını kınadı

BM, Uygur çocukların ailelerinden koparılarak yetimhanelere toplanmasını kınadı

Birleşmiş Milletler özel raportörleri, Uygur çocukların ailelerinden zorla koparılması ve onlara ÇKP yatılı okullarında Uygur karşıtı eğitim verilmesini kınayan ortak bir bildiri yayımladı.

Azınlık sorunları Özel Raportörü Fernand de Varennes, kültürel haklar alanı Özel Raportörü Alexandra Xanthaki ve eğitim Özel Raportörü Farida Shaheed, Çin’in Uygur ve diğer Türk Müslüman çocukları ailelerinden zorla ayırıp onları asıl amacı etnik ve dini kimliklerini yok etmek olan yatılı okullara gönderme uygulamasını kınayan ortak bir bildiri imzaladı. BM Özel Raportörleri, onların yapay “yetimler” haline geldiğini söyledi.

Bildiride, özel Raportörler Sincan’ın devlet tarafından işletilen yatılı okul sisteminin çocukların anadilinde eğitim vermediğini ve Uygur ve diğer azınlık Müslüman çocuklarını ailelerinden ve topluluklarından zorla ayırarak zorla asimilasyonlarına yol açtığını söyledi.

Bildiride ayrıca “Sincan’daki yatılı okulların neredeyse sadece resmi dilde eğitim vermesinden ve eğitim dili olarak Uygurcanın çok az kullanılmasından ya da hiç kullanılmamasından ve çoğunlukla Uygur ve diğer azınlık çocuklarının ailelerinden ayrılmasının, çoğunluk Mandarin diline zorla asimile edilmelerine ve Han kültürel uygulamalarını benimsemelerine yol açabileceğinden derin endişe duyuyoruz” ifadeleri yer alıyor.

Birleşmiş Milletler tarafından “ebeveynleri sürgünde veya ‘gözaltında’ olan çok küçük yaştaki çocuklar da dahil olmak üzere, Uygur ve diğer Türk halklarının çocuklarının ailelerinden geniş çaplı olarak alındığına dair bilgiler alındığına vurgu yapılan açıklamada, bu çocuklara Devlet yetkilileri tarafından ‘yetim’ muamelesi yapılıldığı ve kullanılan dilin neredeyse sadece Çince olduğu tam zamanlı yatılı okullara, anaokullarına veya yetimhanelere yerleştirildikleri kaydedildi.

Yüksek düzeyde düzenlenmiş ve kontrol edilen yatılı kurumlardaki Uygur ve diğer müslüman çocukların, ebeveynleri, akrabaları veya topluluklarıyla çok az etkileşime sahip olabildikleri ileri sürülen bildiride, “bu durum kaçınılmaz olarak çocukların aileleri ve topluluklarıyla olan bağlarını kaybetmelerine yol açacak ve kültürel, dini ve dilsel kimlikleriyle olan bağlarını zayıflatacaktır” ifadeleri kullanıldı.

“Öğretmenlerin Uygur dilini belirli dil dersleri dışında kullandıkları için de cezalandırılabileceğini” kaydeden Özel Raportörler, son yıllarda Uygur ve diğer Müslüman çocuklar için “yatılı okulların sayısının katlanarak artmasını” ve “Uygurca aracılığıyla eğitim verilebilecek yerel okulların kapatılmasını” kınadı. Raportörler, iddiaların kitlesel boyutu, temel insan haklarının ihlal edildiğine dair son derece ciddi endişelere yol açtığını vurguladı.

Geçtiğimiz Şubat ayında BM, aynı Özel Raportörler aracılığıyla, Tibetli çocukları ebeveynlerinden zorla ayırdıktan sonra etnik ve dini kimliklerinden mahrum bırakan paralel bir sistemi kınamıştı.