FFWEBMAGAZINE: ÇİN İLE TÜRKİYE…TARİHİN YENİDEN UYANIŞI MI?

HaberX 24 Kasım 2010

ROMA, 23/11(BYE)— Temsilciler Meclisi Başkanı Gianfranco Fini’nin başkanlık ettiği Fare Futuro Vakfının internet dergisi FFwebmagazine’in 23 Kasım 2010 tarihli sayfasında, Giuseppe Mancini imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan makalenin özet çevirisi şöyledir:

–Pekin ile Ankara Arasında Askerî Alan Dâhil Ortaklık İlişkisi Güçleniyor–

Türkiye ile Çin, Konya askerî üssünde eylül ayında gerçekleştirilen hava tatbikatından sonra yeni bir ortak askerî tatbikatı daha tamamladılar. Bu tatbikata ilişkin ulaşılan bilgiler son derece kısıtlı: Özel operasyon timlerinden, dağlık alandan ve terörle mücadele hedeflerinden bahsediliyor; her hâlükârda, Çin ordusunun askerlerinin bir NATO ülkesinde katıldıkları ilk kara tatbikatıyla karşı karşıyayız. Ancak buna şaşırılmaması gerekir çünkü Pekin ile Ankara arasındaki ilişkiler, artık bir stratejik önem kazanacak derecede, git gide daha sıkı hâle geliyor. Ayrıca karşılıklı ve verimli üst düzey ziyaretler birbirini izliyor: Çin Başbakanı Wen Jiabao’nun Avrupa turunun önemli durağı Türkiye’ye geçtiğimiz ay düzenlediği ziyaret sırasında ekonomik ve siyasi iş birliği alanlarında sekiz önemli anlaşmaya imza atıldı; Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun 27 Ekim-3 Kasım tarihlerinde gerçekleştirdiği ziyaret de aynı çerçevede sayılabilir.

Türk diplomasisinin başında bulunan Davutoğlu’na göre mükemmel sonuçlar doğuran bir misyon söz konusuydu: İki ülke arasında stratejik ortaklığın kurulması, Soğuk Savaş döneminin eski paradigmalarının aşılması ve antik İpek Yolu’nun yeniden işler hâle getirilmesi adına temel öneme sahip bir aşama. Davutoğlu’nun ifadesiyle “tarihin yeniden uyanışı”: İki imparatorluğun -Çin ve Osmanlı- karşılıklı mal ve fikir alışverişiyle bağlı oldukları geçmişe görkemli bir dönüş… Karşılıklı ticareti birkaç yıl zarfında üç katına çıkartma ve uluslararası sahnede iki ülkenin siyasi girişimlerini koordine etmek konularında Wen Jiabao tarafından Türkiye’de sergilenen arzudan güç alan Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu, bir diplomasi başyapıtına imza attı. Her şeyden önce, güzergâhına Kaşgar ve Sincan’ın otonom bölgesinde bulunan Urumçi şehrinden başlayabilmek için Pekinli makamlardan onay elde etti: İslam dinine mensup ve Türkçe konuşan Uygurluların bulunduğu eski Doğu Türkistan, ayrılıkçı dalgalanmalar ve Çin’in baskıcı cevaplarıyla pek çok kez yıkıma uğradı.

Geçtiğimiz yıl, yaklaşık 200 kişinin ölümü ve binin üzerinde kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olayların Başbakan Erdoğan’ı “neredeyse bir soykırım” demeye ittiğinde ve Sanayi Bakanı Ergün’ün Çin mallarını boykot çağrısında bulunduğu zaman olduğu gibi… Nitekim Davutoğlu, gerçekleştirdiği ziyareti “Urumçi olayları” krizini aşmak için ortak bir hareket planının temel unsuru olarak sundu; kendi açısından Çin de Uygurların kültürel ve linguistik konularındaki (Türk Dışişleri Bakanlığı birkaç yıl sonra burada bir konsolosluk açabilir) özel gereksinimlerinin garantörü olarak ve 2009 isyanından sonra başlatılan sosyo-ekonomik kalkınma planlarında partner olarak Türkiye’nin Sincan’da oynaması muhtemel dengeleyici rolünü takdirle karşıladığını gösterdi. Ankara açısından olağanüstü bir fırsat: Çünkü Sincan, Asya’nın jeo-politika sahnesinin ve eski-yeni İpek Yolu’nun ticari trafiğinin merkezinde, imrenilecek bir pozisyona sahip olmanın yanı sıra uranyum da dâhil olmak üzere nadir bulunan mineraller ve enerji kaynakları bakımından son derece zengin bir konumda bulunuyor.

Her zaman olduğu gibi kalabalık bir iş adamı ve aydın delegasyonunun eşlik ettiği Davutoğlu, ziyaretinin bir sonraki Expo nedeniyle Şangay ve Pekin duraklarında, Çin ile iş birliğinin Türkiye açısından taşıdığı stratejik önemi pek çok kez vurguladı. Cumhurbaşkanı Vekili Xi Jinping ve mevkidaşı Yang Jiechi ile gerçekleştirdiği görüşmeler sırasında, Çinlilere iki kurumsal mekanizma önerisinde bulundu: Türkiye, Çin ve Pakistan arasında üç taraflı iş birliği için bir platform, Orta Asya’nın güvenlik ve kalkınması konularında tartışmak üzere dönemlik görüşmeler; Türkiye ile Rusya arasında oluşturulanın modeli üzerinden, iki ülke arasında bir stratejik iş birliği konseyi oluşturmak. Ortak bir inceleme grubu hâlihazırda oluşturuldu ve 2011 başlarında detaylar üzerinde görüşmek, yakın zaman önce imzalanan ekonomik, altyapısal ve kültürel anlaşmalara daha fazla güç kazandırmak üzere Ankara’da bir araya gelecek.

Ayrıca 2011’de iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin tesis edilişinin 40. yıl dönümü olması vesilesiyle Türkiye’nin önerisi üzerine Türkiye’de Çin yılı kutlanacak (bir sonraki yıl da Çin’de Türk Kültür Merkezi açıldığında kutlanacak): En yüksek düzeyde görüşmeler ve kültürel faaliyetler öngören ve Cumhurbaşkanı Hu Jintao tarafından açılışı yapılan bir program söz konusu. Ancak Davutoğlu, bakanlık maiyetini izleyen gazetecilerle yaptığı görüşmelerde, yükselmekte olan büyük küresel güç Çin ile ilişkilerin, Türkiye açısından öncelikli önem taşımayı sürdüren Batı’yla ilişkilerine alternatif olarak algılanmaması gerektiğini de belitmeyi ihmal etmedi. Öncelikli ama görülen o ki artık (Batı’ya) özel değil.

http://www.haberx.com/ffwebmagazine_cin_ile_turkiyetarihin_yeniden_uyanisi_mi(17,n,10509763,074).aspx