Otokrasiye Karşı Sesler Örgütünden Çin’e Uygur tepkisi!
Otokrasiye Karşı Sesler Örgütü yeni yayımladığı raporunda, Uygur Türklerini toplama kamplarında yok etmeye devam eden Çin yönetimine tepki gösterdi.
Otokrasiye Karşı Sesler Örgütünün yeni yayımladığı raporunda, Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) son yıllarda Uygur Türklerine yönelik baskısının gün geçtikçe genişlediği ve bölgede ifade, din ve dil özgürlüklerinin her zamankinden daha fazla kıskaca alındığı bildirildi. Örgüt ayrıca Uygur Türklerini toplama kamplarında yok etmeye devam eden ve Uygur Soykırımını işlemeyi sürdüren Çin yönetimine tepki gösterdi.
UYGUR TÜRKLERİ SERBET BIRAKILSIN
Raporda, Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da işlemekte olduğu devlet destekli politikası, Holokost’tan bu yana bir grubun geniş çaplı yok edilmeye maruz kalması olarak nitelendirildi. Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (HRW), Doğu Türkistan’daki İnsan Hak İhlallerine yönelik adli soruşturmasına atıfta bulunan raporda, Çinli yetkililerin Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Müslüman Türk topluluklarının gündelik yaşamlarının kısıtlandığına ve cep telefonlarının sürekli olarak aramaya tabi tutulduğuna dikkat çekildi. Raporda, Çin yönetiminin Doğu Türkistan, Tibet, Hong Kong ve diğer bölgelerdeki insan hak ihallelerine derhal son vermesi ve toplama kamplarındaki Uygur Türklerinin serbest bırakılması istendi.
DOĞU TÜRKİSTAN’DA BİR SOYKIRIM YAŞANIYOR!
Çin Halk Cumhuriyeti hükumetinin sistematik baskıları ve asimilasyon politikaları ile Doğu Türkistan’da topyekûn bir halk, asimilasyona ve soykırıma uğradı, uğramaya devam ediyor. Milli, dini, siyasi ve kültürel olarak Doğu Türkistan’da Çinli olmayan tüm Türk kökenli milletler, bu baskının kurbanı olmaktadır. Doğu Türkistan’da soykırıma varan ağır insan hakları ihlalleri, her geçen gün dünya kamuoyunun daha çok gündemine geliyor. Etnik ve kültürel ayrımcılığa ve insan hakları ihlallerine maruz kalan Doğu Türkistanlılar, ucuz iş gücü olarak Çinli şirketlerde çalıştırılıyor. Öte yandan, Birleşmiş Milletlerin resmi verilerine göre ise Çin Komünist Partisi, kültürel soykırım uyguladığı Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında, milyonlarca insanı yasa dışı bir şekilde alıkoyuyor. Çin hükumeti, toplama kamplarında ve ceza kamplarında insanlık dışı şartlarda tutulan Uygur Türklerinin durumuna dair tüm verileri dünya kamuoyundan gizliyor.
TOPLAMA KAMPLARI
Doğu Türkistan’da Uygur Türkleri başta olmak üzere diğer Türk halklarından milyonlarca kişi suçsuz yere toplama kamplarına alınmaktadır. Halen bu baskı tüm şiddetiyle devam etmektedir. Tanıkların ifadelerine göre tutuklular, işkenceya uğruyor, sağlıksız şartlarda ellerinde kelepçe, ayaklarında zincirle yaşıyor. Kampta tutulanlara, ne olduğu belirsiz ilaçlar ve iğneler veriliyor. İnsanlar, burada tırnak çekme, kamçı, elektrik gibi işkencelere maruz kalıyor, kadınlar toplu tecavüze uğruyor.
GENÇ NÜFUS KAMPTA YOK EDİLİYOR
Milyonlarca genç, Doğu Türkistan’daki çalışma kamplarında veya Çin’deki fabrikalarda zorunlu köle işçi olarak çalıştırılıyor. Doğu Türkistan’da bir çoğu toplama ve çalışma kamplarına gönderildikten sonra geride kalanlar da siyasi propaganda ezberlemeye, kamu hizmeti adıyla ücretsiz çalışmaya zorlanıyorlar. Kamplarda, kadınlar kısırlaştırılıyor, hamilelere zorla kürtaj yaptırılıyor ve genç kadınlar da Çinlilerle evliliğe mecbur ediliyor. Ailelerinden koparılan 1 milyona yakın çocuk, çocuk toplama kamplarında asimile ediliyor. Çince konuşmaya, Çince yaşamaya, Çinliler gibi beslenmeye zorlanıyorlar.
TÜRK VE İSLAM DEĞERLERİ HEDEFTE
Doğu Türkistan’da milli ve dini kültür mirasları yok ediliyor, Uygur tarihi ve kültürüyle ilgili kitaplar yakılıyor. Türk-İslam mimarileri ve tarihi şahsiyetlerin türbeleri, heykelleri yok ediliyor. İnanç özgürlüğü hiçe sayılıyor. Camiler yıkılıyor. Kur’anlar yakılıyor. Namaz kılmak, oruç tutmak kampa alınma nedeni olarak gösteriliyor. Türkiye başta olmak üzere yurtdışı ülkelerinde okumuş, seyahat etmiş olmak ya da sadece bunları yapan birinin akrabası olmak bile toplama kampına alınma veya hapse atılma nedeni olabiliyor.
“Kardeş aile” projesi adı altında her aileyle ilgilenecek Çinli memur atandı. Bu “kardeşler” aile mahremiyetini çiğneyerek Uygurların evlerinde konaklıyor, aile üyelerinin rejime bağlığını denetliyorlar.